Yeni Normalin Ötesinde: Kanalda Sürdürülebilir Değişim

Yazan: Erkut Göktan, Dell Technologies. Kanal ve Kamu Satış Direktörü

Dünya Covid-19 nedeniyle yakın insanlık tarihindeki en zorlayıcı dönemle yüzleşmeye devam ederken, teknolojik değişim yeni ve eşi benzeri görülmemiş talepleri karşılamak için hız kazanıyor. Bizler belirsiz bir dünyanın değişen ihtiyaçlarına uyum sağlamaya çalışırken, “yeni normalden” bahsetmek kısa bir süre sonra eskide kalacak. Ancak kesin olan bir şey var; iş sürekliliği ve devamlı başarı için ‘esneklik’ vazgeçilmez bir olgu. Bu da geniş üretim alanlarıyla değil dijital kıvraklık ile desteklenebiliyor.

Pandemi, tüm iş alanlarını aynı derecede sarsmadı. Sektör farklılıklarını bir kenara bırakırsak, dijital yöneticiler hünerli ekipleri ve çevik dönüşümleri sayesinde ilk şok dalgasını üzerlerinden attılar ve dijital anlamda yavaş hareket eden ve geleneksel modeli devam ettiren şirketlere kıyasla çok iyi yol katettiler. McKinsey ve Harvard İşletme Okulu tarafından yürütülen araştırma bu durumu net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Çeviklik İhtiyacı

Araştırmanın bir parçası olarak, hızlı dönüşüm geçirmiş veya geçirmekte olan farklı sektörlerden 25 şirket değerlendirildi. Müşteri memnuniyeti, çalışan bağlılığı veya operasyonel performans gibi etkenler göz önünde bulunduruldu. Çevik ekiplerin ilk dalgadan sonra “neredeyse sorunsuz” bir biçimde çalışmaya devam ettiği, ancak çevik olmayanların geçiş konusunda sıkıntı yaşadığı görüldü. Rekabet üstünlüğü çevik şirketlerdeydi çünkü etkiyi azaltacak süreçler ve yapılar için gerekli temele zaten sahiptiler.

Burada önemli olan nokta pandeminin henüz sonra ermemiş olması. Durum bölgesel anlamda evrilmeye devam ediyor. İlk şok, daha önce hiç görülmemiş hızlı dönüşümlerin başlangıç noktası olan bir uyarı atışı niteliğindeydi. Şirketler, iş gücünün ev ofislere yönelmesiyle iki senelik teknolojik dönüşümü bir gecede hızlı bir şekilde gerçekleştirdi. Şu anda ortam sakinleşti, şirketler yeni duruma uyum sağladı. Peki bir sonraki aşama nedir? Çevikliği “yeni normal” hale getirmek ve bunu sürdürülebilir kılmak. Güçlü ortaklıklar, ekosistemler arası işbirliği ve güçlü şirket yapıları bu gerçeğin hayata geçirilmesine yardımcı olacak; Kanal şirketlerine değişim gelgitleri arasında savrulmak yerine fırsatları yakalayabilme olanağı sunacak.

Bunu yapmak elbette kolay değil. Rekabet sert, hedefler değişken ancak kültürel değişimin yapı taşlarını oluşturan önemli iş gücü dönüşümleri, teknoloji sayesinde nihayet gerçekleşiyor. Kanal ortakları bu zorluklara ayak uydurmalı ve yalnızca ürün satmanın ötesine geçerek güvenilir danışmanlar olmalıdır. Kuruluşlara artık nasıl çalışmaları ve kendilerini geleceğe nasıl hazırlayacakları ile ilgili danışmanlık hizmeti sağlanması bugün çok daha fazla önem taşıyor. Kanal ortaklarının bunun için becerilerini geliştirmeleri veya düşünce yapılarını değiştirmeleri gerekebilir. Öyleyse, çeviklik derken ne kastettiğimizi ve çevikliği nasıl elde edebileceğimizi daha yakından inceleyelim.

 

Başarıya hazır olmak 

Çevikliğin düşmanı rehavettir. Şirketlerin rakiplerinin önünde olmak için her zaman daha yükseği hedeflemeleri gerektiğini biliyoruz. Kaynağı ne olursa olsun tüm şokların etkisini azaltabilecek sıkı planlamalar, güçlü ortaklıklar ve farklı tedarik zincirleri sayesinde, şirketler şokların etkilerini hafifletebilir ve daha sürdürülebilir hale gelebilirler.

Denge bu şekilde sağlanır ve Kanal ortakları bu planlarla ilgili danışmanlık konusunda önemli bir rol oynar. Örneğin, masa başında hazırlanan planlar yeterince iyi değildir. Şirketlerin süreçlerini ve tedarik zincirlerini gerilim testine tabi tutabilmeleri için risk yönetim sistemlerinin operasyonel olması gerekir; bunu başaran şirketler krizden zirvede çıkabilecektir. Ancak insan faktörü de unutulmamalıdır. Örneğin, özellikle pandemi döneminde siber saldırıya açık alanın artmasıyla, şirketlerin savunmasını güçlendirmek için bütün iş gücünün üzerine düşeni yapması gerekir.

Marka Kültürü

Rehavete yer vermemek yapısal olduğu kadar kültüreldir de. Çeviklik, bireylerin sürekli olarak ileriye bakarak ve beklenmeyen durumlara hazırlıklı olarak yarışta ön sıralarda kalmasını sağlayan bir düşünce yapısıdır. Beklenmeyeni fırsata çevirmek de oldukça önemlidir.

Bu yeni bir durum değil, ancak pandemi dijital dönüşüme yönelik eğilimi hızlandırdı ve bu da, veri güdümlü düşünce yapılarına, yenilikçi teknoloji çözümlerine ve paydaşlar genelinde, iş gücünün tavandan tabana desteklenmesine yönelik bir değişim gerektiriyor.  Dijital liderler, şirketlerini başarılı bir şekilde yönlendirmek üzere bu çevik düşünce yapısını çoktan benimsedikleri için bu akımın en üst noktasında yer aldılar. Ancak bu noktaya tek başına gelmediler. Değişen önceliklere ve yeni uygulamalara sorunsuz bir şekilde yanıt verebilmek için bu düşünce yapısının tüm iş gücüne aşılanmış olması gerekir.

BT sektörü, bu fırtınanın ortasında önemli bir role sahip ancak Kanal ortaklarının güvenilir danışman konumunda olması ve müşterilerine, teknolojinin çözümün yalnızca bir kısmı olduğunu anlatabilmeleri gerekir. Teknolojinin etkili olabilmesi için insanlar düşünce yapılarını ve süreçleri gerçekten değiştirmelidir.

Yetenek, İşbirliği ve Yaratıcılık

Covid-19 sonrası dünyadaki gözle görülür kaos ortamında teknoloji sektöründe beceri eksikliği görülmektedir. Zengin yetenek havuzları çevik düşünceye ve büyümeye yatkın düşünce yapılarına sahip çalışanlar bulmaya olanak sağlar. Ancak dijital dönüşümlerini güçlendirmek üzere üst düzey teknoloji yeteneklerinin ilgisini çekmek isteyen şirketler için beklenmeyen bir gelişme söz konusu. Uzaktan çalışma ve hibrit modellerin normalleşmesiyle iş gücü daha esnek hale geldi ve en iyi yeteneklerin ilgisini çekmek için bir teknoloji üssüne dönüşmeye gerek yok.

Daha geniş bir yetenek yelpazesi ile çalışmak, bir krizi yönetirken gerekli olan yaratıcılığı arttırır. Pandeminin başında İngiltere’de solunum cihazı ihtiyacının karşılanması için tıbbi uzmanlar ile İngiliz üreticilerin güçlerini birleştiren McLaren’in ortaya koyduğu gibi, bilgilerin paylaşılması ve işbirliği kriz yönetimini kolaylaştırır. Bilginin, verilerin ve kaynakların ortak bir havuzda toplanması sayesinde Konsorsiyum beklenmedik bir hızla harekete geçti. Aynı şekilde Kanal ortakları ve tüm ekosistem birbirini desteklemeye ve kaynaklarını paylaşmaya hazır olmalıdır.

Çevik teknoloji

Dijital dönüşümü mümkün kılan bulut bilişim, çeviklik için açık bir etkendir. Ancak teknolojinin birçok öğesinin bir araya gelmesi gerçekten fazla efor gerektiren bir değişimdir ve tamamen verilere dayalıdır. Etkili ve hızlı bir şekilde işbirliği içinde çalışmak için şirketlerin verilerini düzenli tutmaları, neye sahip olduklarını, bunların nereye oturduğunu ve gerçek değerin nerede olduğunu anlamaları gerekir. Bu bir sorun oluşturabilir, ancak makine öğrenimi ve otomasyon teknolojileri, ilerideki krizler için teknoloji çözümlerinin hayati bir parçasını oluşturacak. Artan veri trafiği ile veri merkezleri için önemli olan VPN ve VDI kapasitesine sahip cihazlara ve güvenliğe büyük ihtiyaç duyulduğunu gördük. Ancak sağlam tedarik zincirleri ile bu bir sorun olmayacaktır.

Belirsizliklerin hüküm sürdüğü bir dünyada tutarlılık ve sürdürülebilirlik çok önemlidir. Farklılıkları ön planda tutan insan odaklı bir yaklaşım ile şirket çevikliği stratejik artırıldığında teknoloji her zaman ön planda olacaktır. Bu noktada Kanal ortakları, müşteriyi ilk sırada tutan ve insana, sürece ve teknolojiye önem veren bütünsel yaklaşımı benimsemelidir. Önümüzdeki engebeli yolda, anlatmaya çalıştığımız çeviklik ve empati mükemmel yol arkadaşları olacaktır.

About the Author: Dell Technologies