İnsan ilhamı ve teknolojik inovasyonların bir araya gelmesi, küresel ölçekte bir gelişim ve hayat standartlarının yükselmesini sağlıyor.
Michael Dell, dünyayı değiştirmek istiyor. Dell Technologies kurucusu ve CEO’su hayal ettiği değişime sadece teknoloji ile ulaşamayacağının farkında. Michael dünyanın yalnızca teknolojik olarak değişmiş veya gelişmiş bir yer olmasını değil, aynı zamanda tüm yaşayanlar için daha iyi bir yer olmasını hayal ediyor. Hayalini gerçekleştirmek için ise doğru teknolojilerin ve Dell’i çoklu-bulut dünyasının merkezine yerleştirmenin yeterli olacağı konusunda emin.
25 Nisan günü Las Vegas’ta, 2019 senesinden beri yüz yüze gerçekleştirilemeyen Dell Technologies World etkinliği gerçekleşti. Eş COO Chuck Whitten’in yanı sıra CVS Health ve USAA gibi büyük iş ortaklarının da katılım gösterdiği etkinlikte Michael gelecek vizyonunun yanı sıra, Texas Üniversitesi yurdundaki odasındayken başlattığı şirketin bu vizyonu gerçekleştirmedeki rolünü de anlattı.
“Bizler dijital geleceğin öncüleri, kâşifleriyiz”, diyen Michael sözlerine şöyle devam etti, “ Küresel ölçekte insan gelişimini ve yaşam kalitesi artışını sağlayacak olan ikili motor insanın ilham gücü ile teknolojik inovasyonlardır. Son iki yıl içinde, teknoloji daha da önem kazanmış, hayatlarımızın ayrılmaz parçası olmuştur. Epidemi, herkes için dijital teknolojinin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne sermiştir.”
“Kişisel bilgisayarlar; etkileşim, üretkenlik, birlikte çalışma ve yaratıcılığın merkezi konumundadır” diyen Michael, kullanıcı deneyiminin “ileriye atılacağını” düşünüyor. Bu atılımda sınırda kısa bir süre sonra hangi verilerin işleneceğinin anlaşılmasını kolaylaştıracak çoklu-bulut ekosistemleri ve yüksek oranda otomatize olmuş bir şekilde verilerin alışverişini sağlayan 5G şebekeleri etkili olacaktır.
“Artık merkezi ya da uzaktan tartışması kalmamıştır,” diyen Michael sözlerine şöyle devam etmektedir, “Gelecek, tüm çevrede işgücünün ve verinin sorunsuzca aktığı çoklu-bulutlardır.”
Çoklu-bulutun geleceğinin 5G sistemleri ile devam edecek olması, firmaların çoklu-bulut sisteminin kuruluşundan itibaren veriyi rekabet avantajı olarak kullanabileceğini sağlar. 2025 yılına gelindiğinde, şirket verilerinin %75’nin geleneksel merkezi veri merkezleri dışında ya da bulutta işleneceği öngörülmektedir.
Bu değişim ne kadar içgörülere ve perspektife bağlı çevik ve verimli bir sürecin tarifi gibi görünse de, bazı ciddi sıkıntıları içinde barındırmaktadır. Chuck Whitten ise önemli konulara değindi: “Veri dağılımı”nın süreci engelleyebilmesi ve çoklu-bulut çevrelerinin giderek daha az karmaşık olması gerekliliği.
Bu durum ayrıca kötü niyetli kişilere saldırı için uygun bir ortam sağlamaktadır. Kötü niyetli saldırılar, şu an çoğu organizasyon için bir numaralı tehdit olarak öne çıkmakta ve her 11 saniyede bir gerçekleşen bu atakların ortalama 13 milyon dolarlık bir maliyeti olduğunu Michael konuşmasında belirtti.
Dell, ürün portfolyosunda siber güvenliğe yer vermektedir, CEO ayrıca firmaların siber riskleri kavramasına, zayıflıkları ortaya koyan ve pratik öneriler sunan Siber Güvenlik Ürünlerinin önemine dikkat çekti.
Michael, şirketler için maksimum kontrol ile verileri ve altyapıları için maksimum güvenlik sağlayabilmesi için izole kasaların herhangi bir cevap ya da kurtarma stratejisi için elzem olduğunu belirtti.
Chuck ise, Dell’in geniş altyapı portfolyolarının eklentilerinden olan çoklu-bulut kabiliyetlerini detaylıca anlattı. Bu eklentinin müşterilerin çoklu-bulut gayretlerini sadeleştirmede ki önemine ve bir yıldan daha uzun süredir tasarlanan çoklu-bulut inovasyonuna dayandığını belirtti.
“Çoklu-bulut aslında oldukça mantıklı. Bu geçici bir köprü değil. Bu altyapının ve inovasyonun mantıklı bir kemeri ve doğru yapılabilirse mimari bir devrim yarattığından şirketler için dönüştürücü bir yanı vardır,” diyen Chuck sözlerine şöyle devam etti. “Ancak, çoklu-bulutun daha az karmaşık bir şekilde organize edilmesi gerekmektedir. Verilerin silolarda kilitlenmesine değil, verilerinizi hızlıca kullanılabilir bir şekilde erişmenize olanak sağlamalı. Yavaş analiz süreleri ile karar alma sürecini azaltmamalıdır. Kısaca, dünyanın iyi düşünülmüş çoklu-bulut sistemlerine ihtiyacı var. Dell Technologies’deki mevcut çözülememiş en büyük altyapı engelimiz bu.”
Dell Technologies birçok duyuruyu ilk defa sundu, Chuck’ın sunumunda da yer verdiği gibi, kullanıcıları kötü niyetli yazılımlardan korumak, çoklu-bulutu sadeleştirmek ve veri analizi lideri Snowflake ile olan yeni iş ortaklığının detayları, yani Alpine Projesinin ilk tanıtımı da yine bu toplantıda aktarıldı.
Dell’in ürün stratejisinin müşterilerinin beklentileri ve imkânları doğrultusunda şekillendiği açıkça görülebilir. Sektördeki son kurucusu tarafından yönetilen BT şirketi olarak değişim yapmak için değişimle ilgilenmiyor. Böyle bir rahatlık için riskte olan çok fazla durum bulunuyor. Onun yerine Dell, iyilik ve teknoloji sayesinde müşterilerinin toplulukları ve dünya için nasıl faydalı olabileceği üzerine yoğunlaşıyor. Bu iyilik, ağaçların kesilmesinin engellenmesinden sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesine kadar geniş bir kapsamı karşılıyor.
“Ekosistemimiz, avantajlarımızı, yatırımlarımızı ve inovasyonlarımızı sizin büyük fırsatınıza göre şekillendiriyor ve mevcut durumda size sıkıntı çıkarabilecek problemlerinizi çözüyoruz. Bu fikir ortaklığı, müşterilerimizden topluluklarımıza tüm paydaşlarımız açısından değer yaratmak bize güç vermektedir. Birkaç iş ortağı ve girişim ile yaratılabilen değişiklik inanılmaz”, dedi Michael Dell.