İstanbul’un “Digital First” Havalimanında DELL EMC İmzası

Yılda 200 milyon yolcu kapasitesiyle dev bir altyapıya sahip olan yeni havalimanında Dell EMC ürün ve hizmetleriyle İGA’ya ve iş ortaklarının kullanımına hazır özel bulut  oluşturduk.

Yeni İstanbul Havalimanı’nda önemli bir çalışmaya imza atan Dell EMC olarak, Türkiye’nin en büyük projelerinden birinde özel bulut altyapısının kurulmasında başrol oynadık. Veri merkezinde konumlandırılan Dell EMC ürünleri, çözümleri ve sistemler de güçlü performans yanında büyümeyi destekleme hedefiyle konumlandırıldı. İlerleyen süreçte genişletilebilir, ihtiyaçlara uygun bir şekilde kullandırılabilir, bu arada üçüncü partilere açılabilecek yetkinlikte olan bir platformu ortaya koyarak, VMware ile tüm ortamı sanallaştırıp otomatize edilmesini sağladık.

Türkiye’nin göz bebeği projenin kendileri için de dünya çapında göz bebeği olduğuna değinen Ülke Müdürümüz Sinan Dumlu, projeyi şöyle anlattı: “Havalimanının ihtiyaç duyduğu yüzlerce sunucuyu barındıran bir özel bulut mimarisi oluşturduk ve ‘digital first’ yola çıkılan tüm ihtiyaçları karşılayacak bir altyapı hazırladık. Alan ve enerji tasarrufu sağlayan hiper yakınsanmış altyapılardan blade teknolojilere, veri yedekleme platformlarından tamamı-flash depolama çözümlerine en son teknolojiler projede kullanıldı. Projenin yürütülmesinde bizlere destek olan iş ortağımız Netaş’a ve İGA BT ekibine çok teşekkür ediyoruz”. Dumlu, ilerleyen dönemde projenin içerisine makine öğrenimi, yapay zeka gibi yeni nesil teknolojilerin ekleneceğini ve kurulan altyapının şimdiden bu sistemlere uygun olarak tasarlandığını bildirdi.

Yeni İstanbul Havalimanı’nda en önemli hedefi; ‘ölçeklenebilir bir altyapı kurarak büyümeyi hedeflemek’ olarak tanımlayan Dell EMC Satış Direktörü Tarık Yenipazar, bu başlıkta detayları şöyle anlattı:

“Bu strateji ile atıl bir yatırım yapmanın, gereksiz bir yatırım maliyetini üstlenmenin önüne geçildi. Çünkü tüm çalışmalarımızda büyüyebilir ve öngörülebilir bir mimariyi tercih ettik. Elektrik kullanımı, soğutma ihtiyacı, bunun yanında operasyonel giderler ve yönetim araçları kullanımı ve ihtiyaç anında bunların geliştirilebilmesi gibi her adımın tek bir yönetim ve teknik destek altyapısı üzerinden yönetilmesi, tek bir üreticiden bu konuda destek alınarak bütün entegrasyon sorunlarının ortadan kaldırılmış olması yeni havalimanı yatırımında en önemli kazanımlar oldu. Bu yönüyle kurumsal hedefleri de bütünüyle karşıladı. Bu yapı yönetim kolaylığı sağlıyor. Veri merkezi de bütünüyle standartlara uygun. Kendi kendini ısıtan, soğutan, kendi enerji verimliliğini kendisi ayarlayan sistemler dev veri merkezinde konumlanıyor. Burada konumlandırdığımız tüm teknolojiler, aynı zamanda ‘Green Technologies’ olarak tanımladığımız, öncelikle minimum enerji sarfiyatı, minimum soğutma ihtiyaçları gerektiren all-flash dediğimiz minimum enerji ile çalışan depolama sistemlerini içeriyor. Yüzde 100 kesintisiz işleyen bir yapıyı hayata geçirdik. Bu yetkin mimari ile veri merkezlerinin ve bununla beraber havaalanı sistemlerinin durması, olağanüstü bir durum olmadığı sürece mümkün değil. Olası her durum için zaten yedekleme çözümlerimiz ve felaket kurtarma yapımız da etkin. Sonuç olarak, rutin operasyonda bir değişiklik veya geliştirme gündeme geldiğinde, bir bakım/onarım işlemi söz konusu olduğunda bile sistemlerimizin durmasına ihtiyaç olmayacak.”

Tüm paydaşlar için hazır bir altyapı var

‘Mission critical’ bir yapıda yedeklilik de doğal olarak kritik bir önem taşıyor. Yeni Havalimanı’nda Dell EMC desteği ile aktif bir veri merkezi yapısı tasarlanmasına önem verildi. Yani, mevcut işlerlik yapısına konulan ürünlerin sistemlerin bir kopyası ikinci veri merkezinde de konumlanıyor ve bu paralelde, gerçek zamanlı bir senkronizasyon da esas. Tasarımda bu şekilde yedeklilik ve ayakta kalabilme yetkinliğinin, iş sürekliliği adına önemine dikkat çeken Dell EMC Türkiye Müşteri Yöneticisi Kağan Aydemir, yüksek erişimin sağlanması sayesinde felaket kurtarma yapısına ihtiyacın da en aza indirilebileceği gerçeğine dikkat çekti. Kağan Aydemir, ekledi: “İnsan hatası riskini minimize edebilmek adına bir üçüncü veri merkezi de planlandı, bu konuda da ilgili ürünlerin konumlandırılmasına başlandı. Böylece tüm test, pre-production ya da yazılım upgrade’i konusu ilgili sistemlere uygulanmadan önce, insan hatalarına karşı daha hazırlıklı olabilmek için önce test sistemlerinde uygulanacak. Bu yönüyle, İstanbul Yeni Havalimanı’nda üçüncü veri merkezi, aslında bir ‘Ar-Ge merkezi’ yapısını ortaya koyuyor. Hedef ise güncellemelerden kaynaklanabilecek olası sıkıntıları en aza indirmek.”

Bunlar daha ilk adımlar

Sanallaştırma altyapısı, hiper-bütünleşik sistemler ve sanal sistemlerin üzerinde sunulabilecek servisler kapsamında, örneğin sistemlerde daha fazla performans veya kapasite ihtiyacı söz konusu olduğunda İstanbul’un yeni havalimanında gerektiği gibi, son derece hızlı adımlar atılabilecek. Yani havalimanı büyüdükçe, her seferinde yeni bir veri merkezi yapma ihtiyacı ile karşılaşmak yerine, ihtiyaçlar paralelinde büyüyebilen, bu süreçte gücünü ve yetkinliğini de koruyan bir altyapının avantajlarından yararlanılacak. Bu noktada Kağan Aydemir ise şu bilgileri paylaştı: “Dell EMC olarak geniş bir açıdan baktığımız için bu, aslında bizim için başlangıç fazı. İGA için de böyle. Tüm adımları fazlandırarak ilerlemek, aynı zamanda daha az hata ile karşılaşmak ve ihtiyaç duyulan gerçek tasarımları da ortaya çıkartmak demek. Bu nedenle bir sonraki aşamada İGA ile ortak vizyonumuz; inşa ettiğimiz bu altyapıyı bütünsel bir güvenlik çatısı altına toplamak, belirttiğim bu tümleşik bir güvenlik yapısı ile, Dell EMC’nin bu başlıkta küresel bazda sektörün önünde olarak tanımlayabileceğimiz çözümlerini konumlandırmak. Yani, bir tarafta dünyanın en büyük havalimanının veri merkezlerini ayakta tutarken, işin içine RSA güvenlik uygulamalarının da kapsamlı bir şekilde dahil edilmesi söz konusu olacak. Dünyanın bir numaralı sanallaştırma platformu olan VMware ile de esnek yapılar sunuyoruz. Eminiz ki; kullanıcılar, elde ettikleri avantajları ve değeri gördükten sonra bu yapıda ilerlemeyi tercih edecektir. Tüm bunların yanında, farklı BT üreticilerinin entegrasyon çözümlerine de gerekli olan desteği veriyoruz. Sonuçta bu gibi konularda işbirliklerine ve entegrasyonlara sonuna kadar açığız. İşbirliklerine yönelik bu bütünsel bakış açımız, küresel bazda Dell ve EMC’nin danışmanlık yetkinliğini de ortaya çıkartıyor. Yıllar içinde sadece Türkiye pazarı için değil, küresel pazarda edindiğiniz deneyim ışığında, sektör fark etmeksizin, karşı tarafın ihtiyacını anlayıp, buna uygun terzi usulü bir modelleme yapmak istediğinizde, Dell EMC olarak bu beklentilere bütünüyle yanıt verebiliyoruz.”

Üçüncü veri merkezi için geri sayım

İstanbul Yeni Havalimanı projesinin tasarımlarına özel profesyonel hizmetleri uygulayarak, projenin yerli ve yabancı birçok paydaş için son derece kritik olması paralelinde projeye yönelik olarak ‘support account management’ hizmetini hayata geçirdik. Böylece örneğin projede ihtiyaç halinde bilfiil bir yetkiliye ulaşmak gerektiğinde, doğru zamanda doğru müdahalelerin yapılabilmesi için bizzat koordinatörlük desteği sunulacak. Çünkü dünyanın bu dev havalimanında beklemek ve böylece risk almak söz konusu dahi olamaz. Bu noktada Kağan Aydemir, şu detayları paylaştı: “Yeni havalimanında entegrasyon ve konumlandırma sürecinde ürün kurulumlarını yapan ekibimizin dışında, bir de ‘Professional Services’ ekibimiz var. Onlar da bu dev havalimanında BT hizmet ve donanımlarının kurulumlarının ötesinde, entegrasyon süreçlerinde de görev üstlendi. Hatta Dell EMC olarak konuyla ilgili bir proje yöneticisi de görevlendirildi. Yani ilgili partilerle iletişimi, İGA’daki ekipleri ve Dell EMC Türkiye ekipleri ile senkronize çalışmayı takip eden bu dedike proje yöneticimiz, projeye atanmış durumda ve tamamen koordinasyon amaçlı bu görev ile önemli bir bağ noktasını oluşturuyor. İGA’nın hedeflediği üç veri merkezinden ‘ana veri merkezi’ olarak tanımlanan ilki şu anda çalışıyor. İkincisi, yani ‘yedek veri merkezi’ dediğimiz noktada da ürünlerin fiziksel kurulumları yapıldı, konfigürasyonları ve ilk veri merkezi ile entegrasyon çalışmaları devam ediyor. Bu iki veri merkezinin çalışmasının arkasından, paralelde üçüncü veri merkezi yani ‘Ar-Ge Merkezi’nde de Dell EMC Türkiye olarak tüm fiziksel kurulumları tamamladık, entegrasyon noktası için beklemedeyiz. SAP iş uygulamalarının büyük bir bölümü, havacılık sistemleri gibi kontrol kulesinde işlerliği sağlayan yapıların hepsi taşındı. Güvenlikte gerekli konumlandırmalar da yapıldı. Bu yönüyle 29 Ekim açılışı için hazırız.”

Yenilikçi fikirlerle zenginleşecek bir yapı inşa edildi

İstanbul’un yeni havalimanında hayata geçirilen BT altyapısı içinde konumlanan Dell EMC çözümleri içinde akıllı, öğrenebilen teknolojiler de mevcut. Teknoloji dünyasının bu yeni başlıklarının önümüzdeki dönemde ikincil ve üçüncül fazlarda mutlaka projeye dahil edileceği ise tarafların ortak görüşü niteliğinde. Zira, havacılık uygulamaları ve gerek hava gerek yolcu trafiği yönetiminde, sektöre özel ve hassas birçok başlıkta istatistiki verilere de kaçınılmaz olarak ihtiyaç olacak. Yapay zeka ve öğrenebilen sistemlerin yeni havalimanının ilgili BT başlıklarında konumlandırılması ise söz konusu kritik ve karar alma sürecinde hız gerektiren başlıklarda manuel olarak karar almak yerine, otomatize değerlendirme süreci ile hızı beraberinde getirecek, riskler de minimuma indirilecek. Bu noktada, İstanbul’un bu dev havalimanında zaman içinde oluşabilecek ihtiyaçlara paralel olarak, Dell EMC olarak arka planda uygulayabilecekleri önemli çözümleri olduğuna işaret eden Tarık Yenipazar, öncelikleri hayata geçirdikten sonra bu Dell EMC Müşteri Yöneticisi Kağan Aydemir ve Dell EMC Kıdemli Sistem Mühendisi Mehmet Ferhat Boyacıoğlu 23 açıdan gerekli süreçleri de oluşturabileceklerini vurguladı ve şöyle devam etti: “İGA ekibinin de bizim de hedefimiz aslında ortak. Kurduğumuz bu güçlü ve benzersiz yapıyı geliştirerek yaşatmak. BT ekibinin günlük rutin işlerini ellerinden almak, belirli başlıklarda otomasyonu verimli bir şekilde kullanmak ve BT ekibinin inovatif fikirlerle bu dev havalimanına değer katmasını sağlamak önceliğimiz. Sonuçta kurumsal verimliliği arttırmanın tek yolu bu, yani günlük operasyon yükünü mümkün olduğunca en aza indirmek. İGA bugün kağıt üzerinde 33 bin çalışana sahip. Bunun da yaklaşık 5 bininin notebook veya PC’ye ihtiyacı var ve önümüzdeki dönemde Dell EMC olarak bunları da adresleyeceğiz. İGA’nın bu noktada avantajı; Dell EMC gibi küresel bir şirketin zengin ürün ve hizmet yelpazesi sayesinde uçtan uca çözümlerini temin edebilmesi. Yani mouse’undan tutun, High-End, AllFlash’a kadar tüm ihtiyaçları biz sağlayabiliyoruz. Zaten bu yüzden Dell EMC olarak sektörde dijital dönüşümün liderliğini üstlendiğimizi vurgulamaya önem veriyoruz. Bunu da sadece ürünleri ve çözümleri sunarak değil, her sektörden şirkete kazandırdığımız yetkinliklerle de gerçekleştiriyoruz. Burada öncelikli olarak vurgulamak istediğimiz konu şu: Tasarımda uçtan uca Dell EMC ile ortak çalışılan, en son teknolojilerin kullanıldığı, “green technologies” konseptine bağlı olarak tüm BT’de geri dönüşüm içeren altyapılar var. Bu da yatırımda tüm yeni teknolojilerimizin kullanılmasının yanında, tüm bu teknolojilerin dijital dönüşüme uygun tasarlandığını, bu dönüşümde fayda için uygulandığını gösteriyor. Bu yönüyle gerek Dell EMC gerekse İGA adına örnek bir ‘blue-print’ oluşturduğumuzu gururla belirtebiliriz. Çünkü işbirliğini bu noktada sadece veri merkezi veya istemci olarak düşünmemek lazım. Dijital dönüşümü ve bunun ayrılmaz parçası olan güvenliği göz önüne aldığımızda, bunu destekler biçimde iş gücü verimliliği başlığında, ayıca çevresel değerleri korumak anlamında bütün boyutuyla dijital dönüşümü hayata geçiriyoruz. İşte tam da bu nedenle küresel bazda sadece ürünleri ve çözümleri sunmanın ötesinde, kurumlara kazandırdığımız yetkinliklerle de onların fark yaratmasını sağlıyoruz. Çünkü bu şirketlerin en büyük avantajları; ürünü alıp, çözümü sağlayıp, bu konuda destek hizmetini edinmelerinden çok daha fazlası oluyor artık. Yani esasında kazançları başka yönlerde çok daha fazla ve bunların sağladığı faydalar da yadsınmayacak kadar önemli. Örnek olarak; iş gücünün verimli kullanılması, otomasyonun azalması, daha az elektrik harcanması ve daha fazla işin daha hızlı yapılması gibi konuların tümü dijital dönüşümün bu belirttiğim unsurların en önemli parçaları ve her biri aynı zamanda dijital dönüşümün ana gereklilikleri.”

İş gücü de dijital mimari ile dönüşecek

İstanbul’un bu dev havalimanında inşa edilen benzersiz BT mimarisinde Dell EMC, iş gücü dönüşümü noktasında “ürünlerimizi alın kullanın” felsefesinden çok daha öteye giderek, “İş Gücü Dönüşümü” konusunda da bir çerçeve oluşturarak, bu konuda danışmanlık sunuyor. Bu noktada ‘güvenlik’ de önemli bir başlık olarak öne çıkıyor ve uçtan uca güvenlik de ‘İş Gücü Dönüşümü’ konseptinin önemli bir parçası. Bu arada, Dell EMC’nin sunduğu “Platform as a Service” yapısı ile artırılmış gerçeklik (AR), yapay zeka (AI) gibi başlıklarda yenilikleri uygulamak da mümkün olacak. Zaten VMware platformlarıyla aslında bunların hepsi için en uygun altyapı da oluşturulmuş oluyor. Böylece, Platform as a Service (PaaS) yapısı üzerinde örneğin Blockchain teknolojisini temel alan adımları konumlandırabilmek de mümkün kılınıyor. İstanbul Yeni Havalimanı ve İGA işbirliğinin, dijital dönüşüm ve iş gücü dönüşümü adına Dell EMC’nin uçtan uca çözüm sunduğu ve bunlara dahasının eklenebileceği çok güzel bir örnek olduğunu gururla vurgulayan Kaan Aydemir, sözlerine şöyle devam etti: “Herkes bir çözüm sunabilir. Bizim iddiamız ise ‘Bu kadar kritik bir yere ancak biz bir çözüm bulabiliriz’ şeklinde. Konu Dell markasındaki ürün ve çözümlerin yetkinliğine ek olarak, danışmanlık yetkinliği. Burada 7/24 yeni havalimanı odaklı yetkin bir ekibin görev üstlenmesi sayesinde, temelin nasıl atıldığını da çok iyi bildikleri için olası arızalara nasıl müdahale edeceklerini de biliyorlar. Bu mimari stratejimiz de bizi ve söz konusu ekibimizi daha proaktif kılıyor. Bu kadar büyük, kritik ve stratejik bir havalimanı küresel bazda yok. 365 gün 7/24 çalışacak bir havalimanı için gerekli altyapıyı inşa ederken, ileriye dönük, büyüyebilecek ve yeni teknolojileri barındırma yetkinliğini ortaya koyacak bir altyapıyı kurguladık. Böylece çok büyük bir yatırıma imza atmaktan daha da fazlasını hayata geçirdik ve iki taraf da birbirinden çok şey öğrendi. Herkes birbirlerinin sınırlarını anladı ve bütünsel verimi ortaya koydu. Bu noktada, Ersin İnankul ve ekibinin hakkını vermemiz lazım. İGA ile bu projeye sıfırdan giriş yaptık ve bu sadece İGA’nın değil, Türkiye’nin olduğu gibi küresel bazda önde gelen projemiz halini aldı. İlk kez burada sıfırdan girdiğimiz bir çalışmada, önemli bir başarı hikayesine imza attık.”

Proje kapsamında kullanılan çözümler

  • Dell EMC VMAX AFA & Hybrid Arrays
  • Dell EMC Connectrix SAN Directors
  • Dell EMC Data Domain
  • Dell EMC VxRail Hyper Converged Infrastructure
  • Dell EMC PowerEdge Rack & Blade Servers
  • Dell EMC OpenManage
  • Vmware vSphere
  • Vmware NSX
  • Dell EMC Professional Services
  • Dell EMC Education Services.

About the Author: Dell Technologies