Daha Fazla Örnek Olacak Bir İş Gücü Oluşturma

Bugünün erken saatlerinde, 2030 yılına kadar başarmak için üzerinde çalışacağımız Dell Technologies’in iddialı sosyal etki hedeflerini açıkladık. Hem toplum genelinde hem de şirketimizde ilerlemenin desteklenmesiyle ilgili olan bu planın kritik yönlerinden biri kapsayıcılığın artırılmasına odaklanıyor:

  1. 2030’a kadar küresel iş gücümüzün %50’si ve liderlerimizin %40’ı kadınlardan oluşacak
    • Şu anda çalışanlarımızın %30,4’ü ve liderlerimizin %23,4’ü kadın.
  2. 2030’a kadar, ABD’deki iş gücümüzün %25’i ve liderlerimizin %15’i zenci/Afrika kökenli Amerikalı ve Güney Amerika kökenli azınlıklardan oluşacak
    • Şu anda ABD’deki tüm çalışanlarımızın %12,6’sını ve liderlerimizin %9,1’ini oluşturuyorlar.
  3. 2030’a kadar her yıl, çalışanlarımızın %90’ı işlerini anlamlı olarak değerlendirecek
  4. 2030’a kadar, çalışanlarımızın %50’si personel kaynak gruplarına katılacak
  5. 2030’a kadar her yıl, çalışanlarımızın %75’i liderlerinin davranışlarıyla örnek olduğunu düşünecek
  6. 2030’a kadar, çalışanlarımızın %95’i kasıtsız taraflılık, taciz, mikrosaldırganlık ve kayırmacılık gibi konularda yıllık temel öğrenim programlarına katılacak
  7. 2030’a kadar her yıl, sosyal alandaki ve eğitim alanındaki girişimlerimizle desteklenen kişilerin %50’si kız çocuk, kadın veya ihmal edilmiş gruplardan olacak

Özellikle hizmet sunduğumuz toplulukları ve müşterileri daha iyi temsil eden bir iş gücüne odaklanan iki hedef başta olmak üzere tüm bu hedefleri neden belirlediğimizi biraz daha açıklayayım.

Üstün yetenekleri göz ardı etmemizin bedeli ağır olur. Uzun vadede homojen bir yetenek havuzuna sahip olmak iş gücü yetersizliği anlamına gelir. Kısa vadede homojen bir iş gücüne sahip olmak kâr kaybı anlamına gelir. İkisi de işletme için iyi değildir. Veriler yalan söylemez:

ABD’de 2024 yılında bilgisayar ile ilgili 1,1 milyar açık iş pozisyonu olacak ancak mevcut mezun sayısıyla bunun sadece yarısı doldurulabilecek. Küresel ölçekte, 2030 yılına kadar teknoloji alanında kalifiye iş gücü açığının 4,3 milyona ulaşması bekleniyor. Göz korkutucu bu tahminlere tepki vermenin iki yolu var: paniklemek ya da çözüm bulmak için kalıpların dışında düşünmek. Biz ikincisini tercih ettik. ABD’de yaklaşık 330 milyon ve dünyada 7,7 milyar kişi var.  Kendi seçimleri ya da sistemli taraflılık nedeniyle bugüne kadar teknoloji sektörünün dışında bırakılan kadınlar ve ihmal edilen azınlıklar bu iş gücü açığının cevabını oluşturuyor.

Bu kadınları ve ihmal edilen azınlıkları iş gücümüze kattığımızda kazanç inanılmaz oluyor. McKinsey, cinsiyet çeşitliliği bakımından ilk dörtte birlik kısımda bulunan şirketlerin kendi ulusal sektör ortalamalarının üzerinde mali getiri elde etmelerinin %21 daha muhtemel olduğunu hesaplamıştır. Etnik çeşitliliğin faydaları değerlendirildiğinde bu olasılık %33’e yükselmektedir. Kârlılıktaki bu artış, giderek daha da çeşitlenen bir müşteri tabanıyla ilişkilerin güçlenmesinden kaynaklanmaktadır. Çeşitlenen bakış açılarının daha fazla inovasyon yapılmasını sağlaması da bir etmendir.

Bu öncelik için ölçülebilir bir hedef koyarak kendimizi sorumlu tutuyoruz. Yani “Ölçülebilen her şey başarılabilir” anlayışını benimsiyoruz.

Bu hedefleri nasıl başaracağız?
Hareketsiz kalarak değil. Bundan eminiz.

Çeşitlendirilmiş bir iş gücü oluşturmalı, yetenekleri şirketimize almalı ve sonra, hedeflerimizi başarmak için onları elimizde tutmaya odaklanmalıyız.

Girls Who Code ile ortaklığımız bulunuyor. Bu kâr amacı gütmeyen oluşumun hedefi, genç kadınları programlama alanına ve diğer teknolojilerde kariyer yollarını aramaya yönlendirmektir. Burada kadınlar internet siteleri ve uygulamalar gibi şeyleri kodlamayı öğreniyor. Ayrıca, sektördeki kadınlarla tanışmak için yerel teknoloji şirketlerini ziyaret etme fırsatı buluyorlar.

Çeşitli yetenekler ile bir iletişim hattı oluşturan Girls Who Code gibi öne çıkan kuruluşlar sayesinde, bu yetenekleri kucaklamaya hazır olma görevi bize, yani teknoloji şirketlerine kalıyor. Bugüne kadarki manzara pek de hoş değil. Üniversite yaşındaki kadınların yarısı, teknoloji alanında bir işe başvurduklarında olumsuz bir deneyim yaşadığını dile getiriyor. Dell Technologies, var olabilecek hiçbir şahsi taraflılığın işe alım kararlarını etkilememesi için yönetici eğitimine yatırım yapmakta ve çeşitlendirilmiş işe alım panellerini zorunlu kılmaktadır.

İşe alım sonrasında, Çeşitlilik Liderliği Hızlandırma Programı (DLAP) gibi programlarımız, yüksek performans gösteren bireylere ilerlemeleri için eşit fırsat sunar. Koçluk ve sponsorluğa yönelik bir yapı belirleyerek, çoğu zaman ortak deneyimler üzerine inşa edilen kişisel ilişkilere ve şansa daha az pay bırakırız. Benzerlikler arasındaki bu bağlantı çoğu zaman özellikle üst düzeylerde homojenliğe yol açmaktadır. Verilere dayalı işe alım ve terfi planları, bu hataya düşmemizi önlemeye yardım eder.

Bunlar, çeşitliliğe doğru ilerlemek için sahip olduğumuz girişimlerden sadece birkaçı. Kısa süre önce yayınlanan çeşitlilik ve kapsayıcılık raporumuzda belirttiğimiz programatik zemin hakkında daha fazla bilgi edinmenizi öneririm.

Girişimlerimizin tamamında tek bir ortak nokta var; hepsi de yetenek havuzumuzu genişletmeye odaklanıyor. Yani ideal olarak her fırsat için her seviyede, arasından seçim yapabileceğimiz çeşitlendirilmiş bir aday kümesine sahibiz. Bu genişletme yaklaşımı, hem engelleri yıkacak hem de toplumu ve şirketleri uzun süredir etkileyen sistemik taraflılığı en aza indirecektir.

Haydi Başlayalım
10 yıl 1 ay 18 gün kaldı ve zaman ilerliyor; hedeflerimize ulaşmak için adımlar atmaya şimdiden başladık. Ancak bir anda büyük değişiklikler ya da sihirli çözümler beklemeyin. Böylesine büyük bir değişiklik için uzun süre boyunca adım adım ilerlemeye odaklanmamız gerekir.

Hayata geçirmekte olduğumuz girişimlerin ötesinde, teknolojinin gücünün bu hedefleri başarmamızda en önemli etken olacağını biliyoruz. Yapay zeka ve sanal gerçeklik gibi teknolojileri herkese eşit fırsat sunmak amacıyla kullanma konusunda inanılmaz bir fırsat bulunuyor.

Cinsiyet, ırk, etnik köken, cinsel yönelim veya geçmişe dair arka plandan bağımsız olarak bir işe en uygun adayı bulmak için önümüzdeki on yıl boyunca ufkumuzu ve yetenek havuzumuzu genişletmeyi amaçlıyoruz.

Söylediklerimiz ile yaptıklarımız arasındaki oranı kontrol altında tutmaya böylesine odaklanmış bir şirket olarak 2020 sosyal etki hedeflerimize %75’ini planladığımız tarihten önce ulaştık, yani bu hedefler zorlu ama başarılabilir.

2030’a doğru her yıl kaydettiğimiz ilerlemeyi bildirmeye devam edeceğiz, bizi takip edin. Haydi bunu başaralım!

About the Author: Dell Technologies