2018’de BT’yi Şekillendirecek Altı Önemli Trend

Yeni yıl beraberinde hem düşünme hem de geleceğe bakma fırsatı getirir. Teknoloji hızlanmaya devam ediyor ve dijital dönüşümün seviyesi gittikçe artıyor. Şimdi, geçtiğimiz 365 günde neler olduğunu düşünmek ve bize hem beklenmedik fırsatlar hem de tehditler getiren yeni teknik özelliklere sahip hemen hemen her şirket açısından çok önemli olmayı sürdüren bu dijital teknoloji ekosisteminde sırada neler olabileceğine kafa yormak için iyi bir zaman.

Dell Technologies kısa bir süre önce 2018 tahminlerini yayınladı. Geriye dönüp baktığımızda Dell Technologies’in 2017 tahminlerinin çoğu (Yeni Medya Evriminden, Derin Öğrenme ve son olarak da yeni sorumluluk düzeyi talebini ateşleyen Nesnelerin İnternetine kadar) gerçekleşmekte ve hızla evrilmektedir. Dell Technologies olarak, VMware CTO’su ve artık Dell Technologies’in Nesnelerin İnterneti Departmanı Genel Müdürü Ray O’Farrell ile birlikte, önde gelen müşteriler ve çözüm sağlayıcılarla yakın bir iş birliği içinde, kapsamlı ve koordineli bir strateji izleyerek kendi Nesnelerin İnterneti bölümümüzü kurduğumuzu duyurmuştuk.

2017’de ortaya çıkan en heyecan verici teknolojilerden bazıları, yapay zeka (AI) ve makine öğreniminin genel kullanımıyla ilgili teknolojiler oldu. Bunlar, birçok lider organizasyon için verileri hızla eyleme dökülebilir bilgilere dönüştüren teknolojilerdi. Sadece Kuzey Amerika’da yaklaşık 1.500 şirket, yapay zeka ile ilgili projelere başladı ve kurumsal uygulamaların tahminen %71’inin 2021 yılına kadar yapay zekadan yararlanmaya başlaması bekleniyor (IDC). Yapay zeka projeleri kurumsal sistemler ve süreçlerin merkezinde yer alma eğilimindedir. Tüm bu yapay zeka verilerle desteklenir, bilişim aracılığıyla sunulur ve hem gelişmiş veri koruması hem de uçtan uca güvenlik stratejilerine olan yeni ihtiyacı yönlendiren ağlarla bağlıdır.

Veri bütünleşmesi, işlem alanındaki gelişmeler ve bu yıl şahit olacağımız veri merkezindeki ölçek ekonomileri tarafından şekillendirilen birçok önemli trend söz konusu. Aşağıda, izlenmesi gereken ilk altı trendle ilgili hazırladığımız listeyi bulabilirsiniz.

Büyük Veri Büyük Zekaya ve Büyük İşe Dönüşüyor

Büyük veri kümelerinden iş değeri çıkarmak, kesinlikle bu yılın yeni trendi değil ama veri kaynakları hem artıyor hem de önemli ölçüde çeşitleniyor. “Uçta” milyarlarca (hatta trilyonlarca) cihaz, uygulama ve sistemden gelen verileri toplamak, birleştirmek ve analiz etmek hayati önem taşır. Bu veri akışından nasıl yararlanılacağını öğrenmek, bu yıl birçok şirket için önemli bir odak noktası olacaktır.

Bağlantılı olarak verilerin, iş zekası ve dolayısıyla gelirler açısından yapay zeka alanında yeni olasılıklar doğuracağına şahit olacağız. IDC, 2020 itibarıyla büyük kuruluşların %90’ının hizmet olarak veriden (ham verilerin, ölçümlerin, analizlerin ve önerilerin gelir akışı ve iş fırsatı olarak ortaya çıktığı) gelir elde edeceklerini ve sonuç olarak, daha da fazla iş trendi öngörülebilirliği sağlayacaklarını, ürün döngüleri ve yenilikler geliştireceklerini ve çok daha fazlasını yapabileceklerini tahmin etmektedir.

Ancak, yapay zeka temelli bu yeni sistemler ile geçtiğimiz birkaç yıla ait büyük veri ve analizler arasındaki en önemli fark şu: Her geçen gün daha fazla sayıda yapay zeka sistemi temel, gerçek zamanlı iş sistemlerinde kullanılıyor. Dolayısıyla sadece devasa veri setlerini işleyip gerekçelendirmemeli, aynı zamanda bunu, gerçek zamanlı iş akışını etkileyebilecek bir sonuç hızında da yapmalıdırlar. Bunu başarmak için depolama ve bilişim yeniliklerinin bir araya getirilmesi gerekir.

Veri Merkezi Artık Verilerin “Merkezi” Değil, Mega Buluta İhtiyacımız Var

Veri patlaması her geçen gün merkezden uzaklaşan veri kaynakları genelinde fazlasıyla dağıtılmış bir ekosistem yaratmıştır. Mevcut veri işleme işinin büyük bölümü bugün BT veri merkezlerinin temelinde yapılıyor olsa da verilerden analizler elde etme becerisi, kurumsal BT topolojisine (cihazdan, genel bulutların ucuna, kenarına) yayılacaktır. Bu, bizim de sabırsızlıkla beklediğimiz bir gelişme. Burada, dağılmış verilerden edinilen birleşik analizin, en büyük etkiye sahip olabileceği ve her zaman kuruluşun aynı alanı olmayabilen yerde kullanılmasına olanak tanıyan mimariler geliştirmek önemli olacaktır.

Bu çok bulutlu dünyayı daha iyi koordine etmek için kullanılabilecek, yeni ortaya çıkan konseptlerden biri de 2018 yılı için 1 numaralı tahminimizde de bahsettiğimiz akıllı “mega bulut”tur. Birçok müşteri, kendini çok bulutlu bir ortamın sonucu olan veri siloları ile mücadele ederken buluyor ya da kısa süre içinde bulacak. Veri çekimi (veri miktarı ne kadar büyük olursa o kadar çok uygulama, hizmet ve başka veri bu verilere doğru çekilecek ve tüm bunlar veri miktarıyla paralel hızda veri gövdesine çekilecektir) bölümlendirmesi, her geçen gün daha fazla bilgi yakalandıkça derinlemesine analiz elde etmenin ve organizasyonların peşinde oldukları etkinin önünde önemli bir engel olabilir. Buna ek olarak, uyum ve düzenleme gereksinimleri, IP koruması ve veri sızıntısı sadece bu sorunu şiddetlendirmektedir.

Mega bulut, doğru verinin doğru yerde barındırılmasını sağlamak için kuruluşun etkileşim kurduğu bulutlar kümesini bütünsel bir yaklaşımla ele alarak bulut siloları sorununu çözer. Bu da birden fazla genel ve özel bulutu bir araya getirmenin yanı sıra uçtan ve merkezden gelen verilerden yararlanır. Çok bulutlu ortama dair tek bir görüşe sahip olacak şekilde değişen ve yazılım, donanım ve hizmetler katmanlarındaki bulutlar arasında tutarlılık yaratan kuruluşların, işlerini etkilemek ve yapay zeka gibi görüleri gerçeğe dönüştürmek için doğru veri kümelerini, doğru yerdeki en iyi işlem kapasitesine bağlama olasılığı çok daha yüksektir.

Yeni Medyanın / Kalıcı Medyanın Olgunlaşması

Yeni kalıcı medya biçimleri ortaya çıkıyor ve bunlar büyük bellek ile hızlı depolama arasındaki ayrımı ortadan kaldırarak yeni bir yüksek değerli iş yükü gereksinimleri kümesinin üstesinden geliyor. Bu medyalar; uygulama performansı, depolama yoğunluğu ve veri yerleşiminin kesişimine bakış şeklimizi değiştirecektir. Yeni medya maliyeti, kapasitesi ve performans özellikleri, birçok zorlu iş yükü için yeni avantajlar sunacaktır. Yeni medya teknolojileri, yeni veri merkezi depolama kademeleri olarak kullanılacak ve daha fazla IOPS, daha düşük gecikme ve daha yüksek yoğunluk sağlayacaktır. Bellek içi iş yüklerine daha büyük, daha uygun maliyetli bir altyapı sunmak için kullanılacaklardır. Bu teknolojiler olgunlaştıkça hızlı ve yoğun yeni medya, SDN ve sanal güvenlik araçları ile yeni tür özelleştirilmiş işlemciler içeren, tümü yüksek performanslı uygulamaları barındıracak şekilde ayarlanmış, tamamen yeni bir iş yüküne göre geliştirilmiş “daraltılmış sunucular” üretilmesini sağlayacaktır. Bu “Karar Sunucuları” hiç olmadığı kadar hızlı, alakalı ve etkili iş analizleri sağlayacaktır.

2017 yılında, yeni bir ana makine depolama arayüzü hızla benimsenmeye başlandı: NVMe. NVMe, yeni medyanın özellikleri ve performansı öngörülerek yazılım yükünü hafifletmek ve hem sunucu hem de depolama sistemi uygulamalarında çok çekirdekli işlemci gelişmelerinden yararlanmak için depolama medyasını doğrudan PCIe veri yoluna, işlemcinin daha yakınına getirecek şekilde tasarlanmıştır. Başlangıçta flash depolama ile birlikte kullanılmasına karşın NVMe’nin, düşük gecikmeli depolama sınıfı bellek (SCM) teknolojilerinin tercih edilen SSD arayüzü olması beklenmektedir. Son olarak NVMe-OverFabrics’in ortaya çıkışıyla NVMe’nin avantajları Ethernet, Fiber Kanal ve InfiniBand gibi kayıpsız, düşük gecikmeli veri merkezi yapıları genelinde sorunsuzca çalışacak şekilde yayılacaktır.

BT Altyapısı, Yapay Zeka ve Nesnelerin İnterneti için IQ’sunu Hızlandırıyor

Kurumsal iş gereksinimlerinin, veri ve yapay zeka avantajlarını sunacak şekilde hızla değişmesiyle, bu yeni dağıtılmış veri ortamının etkili bir şekilde izlenmesi, yönetilmesi, depolanması, güvende tutulması ve korunması için yeni BT altyapısı gereksinimleri ortaya çıkıyor. Söz konusu ortam uygun maliyetli bir şekilde ve zaten kısıtlı olan BT bütçeleri dahilinde sağlanmalı ve zorlu, milisaniyeden kısa tepki sürelerinin üstesinden gelmelidir. Bu da bilgi ve verimliliğin uçta, merkezde ve bulutta birlikte var olması gerektiği ve NVMe gibi yeni ara bağlantı modellerini, FPGA’lar ve GPU’lar gibi çeşitli işlem özelliklerini ve yüksek hızlı bellek içi veri yönetimi iş yüklerindeki artışı tam olarak benimseyen sunucu, depolama ve veri koruma tasarım gereksinimlerini yönlendirmeleri anlamına gelir.

Makine öğrenimiyle sağlanan yerleşik analiz ve otomasyon; dinamik, tüketim tabanlı uygulama ve BT altyapısı sağlama için varsayılan bir gereksinim haline gelecektir. 2018 öngörülerimizde de belirttiğim gibi, yapay zeka “düşünme görevlerini” hızla halledecektir. BT altyapısının “beyinleri” hızla ve verimli bir şekilde verileri tanıyacak, analiz edecek ve etiketleyecek, hangi verinin nereye gittiğini bilecek, nasıl depolanması ve gelecekte nasıl erişilmesi gerektiğini saptayacak ve özellikle nerede yaşaması gerektiğine karar verecek şekilde dönüşecektir. Sonuç mu? Taktiksel BT işlevleri için en uygun maliyet, hız ve verimlilik; bir organizasyonun tüm verilerden yararlanma becerisini en üst düzeye çıkaran daha stratejik projeler için zaman, yetenek ve bütçe yaratma.

Kurumlar Güvenli Bir Kültürü Benimsiyorlar

Her gün ortalama 4.000 fidye yazılımı saldırısı gerçekleşmekte ve saldırganlar her seferinde bilgi ve beceri kazanmaktadır. En değerli verilerimizi yakalama, depolama ve bunlardan öngörü çıkarma yöntemimiz her geçen gün daha da komplike bir hale geldiği için bunları korumak da aynı şekilde karmaşıklaşmaktadır. Verilerin birden fazla yerde birden fazla kopyasını muhafaza etmek de yeterli değildir. Kopyaların gizliliğinin ifşa edilmediğinden, bunların koruma altında olduğundan ve en yıkıcı olaylara bile dayanabileceğinden emin olmanız gerekir. Bu da bugüne kadarki en yıkıcı saldırılardan bazılarına göğüs gerebildiği görülen ve veri koruması ile içerik güvenliğini bir şekilde bir araya getiren Dell EMC Isolated Recovery Solution (IRS) gibi teknolojilerin doğmasını sağlamıştır.

Buna ek olarak, aralıksız devam eden ve genişleyen deperimeterizasyon, güvenliğe bakış şeklimizi değiştirdi. Uygulama yerleştirme karmaşasının, temel odak noktası haline gelmesine şahit olacağımızı umuyoruz. Uygulamalar kurumların akıllıca yerleştirmeleri ve korumaları gereken veriler oluşturmaktadır. NSX gibi Yazılım Tanımlı Ağ Bağlantısı teknolojileri aracılığıyla “güvenlik zincirleri” kullanmak, mantıksal ve dinamik olarak güvenlik özellikleri ile birlikte dağıtıldıkları için uygulama bileşenlerini ilişkilendirirler. Bu hem riskleri azaltmanın hem de tamamen yeni bir veri güvenliği dünyası yaratmanın hızla birinci yöntemi haline gelmektedir.

Kuruluşlar güvenliği kolaylıkla bir çözüm haline getiremezler. Güvenliği, kraliyet mücevherlerinin korunması için CEO’lar da dahil olmak üzere herkese yatırım yapılması gereken kurumsal kültürlerinin bir parçası olarak entegre etmeleri gerekir. Bununla birlikte, tüketiciler ve müşteriler her geçen gün daha tedbirli hale geliyor ve sonuçta siber saldırıların ve kötü amaçlı yazılımların bir adım önünde kalabildiklerini kanıtlayan kurumlara şirket olarak güveniyor ve sadık kalıyorlar. Nihayetinde bu yıl çeşitli ve dağıtılmış bir mobil iş gücü ve BT altyapısı genelinde uç nokta güvenliğini destekleyen güvenlik dönüşümünde ilerlemeye şahit olacağız.

Nesnelerin İnterneti Kurumsal BT ve Dijital Stratejiye Meydan Okuyor: Dönüşüm ya da Nakavt

2015 yılında, Nesnelerin İnterneti pazarının büyüklüğü 900 milyon dolara ulaştı ve 2020 yılına kadar (sadece iki buçuk yıl içinde) 3,7 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Nesnelerin İnterneti, şirket içinde yeni karar alma sürecinin ve yön değişikliklerinin temelini oluşturur ve şirketlerin neredeyse her pazarda (sağlık, tarım, otomotiv, bankacılık, eğitim, üretim ve diğer birçok endüstri) rekabetçi kalmalarını sağlar. Yönetim kurulunda yeni yatırımlar yapılmasını gerektirecektir ama özellikle BT altyapısında gerçekleşecek evrime (ya da büyük olasılıkla devrime) yatırım yapılması ihtiyacı doğacaktır.

Nesnelerin İnterneti tarafından üretilen veriler, hızla geleneksel veri merkezlerinin kapasitesini aşacaktır. Müşteriler dijital olarak dönüşmek için hiper ölçekli veri merkezlerinden, uçta büyük ve dinamik iş yüklerini işleyebilen optimize edilmiş sunuculara kadar uç, merkez ve bulut bileşenlerine bağlı hale gelecektir. Meslektaşım ve Dell EMC Sunucu Departmanı Başkanı Ashley Gorakhpurwalla kısa bir süre önce, müşterilerin Nesnelerin İnterneti merkezli ortamın taleplerini ele almak için GPU ve FPGA işlemlerinin uçta gerçekleştiği, hızlandırıcıyla optimize edilmiş sunucu mimarilerini dağıtmanın yollarını aradığı bilgisini dile getirmiştir.

Nesnelerin İnterneti depolamayı da değiştiriyor. 451Group’un son dönemde yaptığı bir ankette, katılımcılar Nesnelerin İnterneti etkinliği nedeniyle depolama kapasitesini ortalama yüzde 35,9 artırmayı beklediklerini ve Nesnelerin İnterneti stratejileri ve dağıtım planlarının merkezinde güvenlik kaygılarının olduğunu söylemiştir. Yukarıdaki 4. maddede de bahsedildiği üzere veri merkezindeki yenilikler, yakalanan Nesnelerin İnterneti bilgilerinin gücünü en üst düzeye çıkaran bütünsel ve akıllı bir BT altyapısı geliştirme konusunda hayati bir önem taşıyor.

Sonuncu ama aynı derecede önemli olarak, Nesnelerin İnterneti; acil durum hizmetleri, otonom araçlar için gerçek zamanlı iletişim (Araçtan Araca ve Araçtan Altyapıya) ve dokunsal internet (drone’lar, robotlar vb.) için ağ ucunda görev açısından kritik hizmetlere ihtiyaç duyulmasına neden olmaktadır. Uç ile bulut arasında yer alan “sis” bilişimi odağıyla, bulut ve hizmet sağlayıcılar arasında yeni bir ağ ucu savaşı başlayacaktır.

2018 gelişmekte olan teknolojiler dünyasındaki bir diğer dönüştürücü yıl olacak. Bu altı tahmin; riski azaltmak, değer türetmek ve yeni, anlamlı fırsatlar yaratmak için veriler tarafından desteklenen bir hikaye (yönetme, saklama, işleme, koruma ve faydalanma hakkında) anlatmaktadır. Veri her şeyin anahtarıdır.

About the Author: Dell Technologies